Skip to main content

Görüntüleme ve Tedavi

Dünyadaki majör kronik hastalıklar

Görüntüleme ve Tedavi

Dünyadaki majör kronik hastalıklar

Sağlık Bilgisi

Kardiyovasküler - Solunum - Ateş

Aşağıda sıklıkla sorulan sorular listelenmiştir. Eğer başka sorunuz var ise lütfen bizimle iletişime geçin.

Kardiyovasküler Hastalık

Kardiyovasküler hastalık (KVH), kalp veya kan damarlarını içeren bir hastalık sınıfıdır Kardiyovasküler hastalık, anjina ve miyokard enfarktüsü (genellikle kalp krizi olarak bilinir) gibi koroner arter hastalıklarını (KAH) içerir. Diğer KVH'lar; inme, kalp yetmezliği, hipertansif kalp hastalığı, romatizmal kalp hastalığı, kardiyomiyopati, aritmi, doğumsal kalp hastalığı, kalp kapak hastalığı, kardit, aort anevrizmaları ve daha fazlasını içerir.
Yüksek tansiyon nedir?
Tansiyon, kalbin kasıldığı (sistolik basınç) ve kalbin gevşediği (diyastolik basınç) sırada damarlara uygulanan basınçtır. Milimetre civa (mmHg) şeklinde ifade edilir. Yüksek tansiyon (hipertansiyon) yetişkin bir kişinin büyük (sistolik) tansiyonunun 140 mmHg’ye eşit veya büyük olması veya küçük tansiyonunun (diyastolik) 90 mmHg’ye eşit veya büyük olması durumudur.

Yüksek kan basıncı, koroner kalp hastalığını (kalp krizine neden olan) ve felç geçirme riskini özellikle diğer risk faktörleri taşınıyorsa direkt olarak arttırır.

Yüksek tansiyon çocuklarda ve yetişkinlerde de görülebilmesine rağmen yaşı 35’den fazla olan kişilerde daha sıklıkla rastlanan bir hastalıktır. Orta yaşlı, yaşlı, obez, çok alkol tüketen kişilerde ve doğum kontrol hapı kullanan kadınlarda daha sıklıkla görülür. Kalıtımsal olabildiği gibi, ailesinde sıklıkla yüksek tansiyon hastalığı olmasına rağmen kişide görülmeyebilir. Diyabet, böbrek veya gut hastalığı olanların yüksek tansiyon hastalığına sahip olmaları daha muhtemeldir.

Yüksek tansiyonun belirtileri nelerdir?
Yüksek tansiyon genellikle uyarı veya belirti göstermediği için “sessiz katil” olarak da adlandırılır. Çoğu kişi bu hastalığa sahip olduğunu fark etmez. Bu nedenle tansiyonunuzu belirli aralıklarla ölçmeniz çok önemlidir.

Ne yüksek tansiyona yol açar?
Yüksek tansiyonun nedenleri çok spesifik olarak bilinmemesine rağmen egzersiz yapmamak veya çok az yapmak, kötü beslenme, obezite, yaşlılık ve genetik özellikler gibi çeşitli nedenleri sayabiliriz.

Büyük (sistolik) ve Küçük (diyastolik) tansiyon nedir?
Kan basıncı ölçümü milimetre civa (mmHg) cinsinden yapılır ve büyük tansiyon (sistolik) kalbin atımında kanın damar duvarlarına yaptığı basınçken, küçük tansiyon (diyastolik) iki atım arasındaki basınçtır. Örneğin; kan basıncı ölçüm sonucu 120/80 mmHg veya 120 ye 80 denildiğinde, büyük tansiyon 12 ve küçük tansiyon 8’dir.

Normal kan basıncı nedir?
Birleşik Ulusal Komite (JNC) -yüksek kan basıncını önleme, teşhis etme, değerlendirme ve tedavi etme - kan basıncı ölçüm sonuçlarını kategorilere ayırmıştır; :
  • "Normal" kan basıncı büyük tansiyon 120’den küçük ve küçük tansiyon 80 mmHg’den küçük
  • "Prehipertansiyon" büyük tansiyon 120-139 veya küçük tansiyon 80-89 mmHg arası
  • "1. Evre Hipertansiyon " büyük tansiyon 140-159 arası ya da daha fazla veya küçük tansiyon 90-99 arası ya da daha fazla.
  • "2. Evre Hipertansiyon " büyük tansiyon 160 ya da daha fazla veya küçük tansiyon 100 ya da daha fazla
Yüksek tansiyonla ilintili diğer sağlık problemleri nelerdir?
Birçok ciddi potansiyel sağlık problemi yüksek tansiyonla ilintilidir;
  • Ateroskleroz: Arterlerde görülen plak oluşumlarının damar duvarında birikimidir. Yüksek tansiyon bu durumda damar duvarına daha çok baskı ve gerilim yükler.
  • Kalp Hastalığı: Kalp yetmezliği (Kalbin yeterince kan pompalayamaması), iskemik kalp hastalığı (kalp dokusunun yeterince kan alamaması), hipertansif hipertrofik kardiyomiyopati (kalp büyümesi) gibi hastalıklar yüksek kan basıncı ile ilintilidir.
  • Böbrek Hastalığı: Hipertansiyon kan damarlarına ve böbrek filtrelerine zarar verebilir ve böbrekler filtreleme işlemini yerine getiremez.
  • İnme: Hipertansiyon ateroskleroz (damarda tıkanıklık veya pıhtı oluşturarak) veya damar duvarlarının zayıflaması nedeni ile inmeye neden olabilir.
  • Göz Hastalığı: Hipertansiyon retinada bulunan çok ince damarlara zarar verebilir.
Yüksek tansiyonum olduğunu nasıl bileceğim?
Yüksek kan basıncı genellikle belirti göstermez ve dolayısıyla hissedilmez. Bu nedenle hipertansiyon genellikle rutin doktor kontrollerinde teşhis edilir. Ailenizden birinin hipertansiyon hastası olması veya risk faktörlerinden birini taşımanız özellikle önemlidir.

Eğer kan basıncınız çok yüksekse, genellikle baş ağrınız, göğüs ağrınız ve kalp probleminiz (Nefes almada zorluk ve hareket etmede zorlanma-Eforsuzluk) olabilir. Eğer bu belirtilerden birine bile sahipseniz hemen doktorunuza başvurun.

Tavsiye edilen kan basıncı seviyeleri:

Blood Pressure Category Systolic (mmHG)   Diastolic (mmHG)
Optimal < 120 and < 80
Normal 120-129 or 80-84
High-normal 130-139 or 85-89
Grade 1 Hypertension (mild) 140-159 or 90-99
Grade 2 Hypertension (moderate) 160-179 or 100-109
Grade 3 Hypertension 180 or higher or 100 or higher

Yüksek tansiyon nasıl ortaya çıkar?
Kalbiniz damarlarınız yoluyla vücudunuza kan pompalar. Kalbinizden çıkan geniş arterler küçülürler ve arteriyol adını alırlar. Bu arteriyoller daha küçük damarlar olan organlara oksijen ve besin taşıyan kapillerle bağlanırlar. Kan, toplar damarlar sayesinde kalbe geri döner.

Bazı sinir uyarıları arterlerin genişlemesine veya daralmasına neden olur. Eğer bu damarlar geniş ise kan kolaylıkla dolaşımını yapar. Eğer dar ise, kanın içinden akması zorlaşır ve damar içi basınç artar. Bunun sonrasında ise yüksek tansiyon oluşabilir. Bu olduğunda, kalbiniz kasılır ve kan damarlarınız hasar görebilir. Böbreklere ve beyne kan taşıyan damarlardaki değişim bu organların hasar görmesine neden olabilir.

Kalbiniz, beyniniz ve böbrekleriniz artan basıncı uzun süre idare edebilir. Bu nedenle siz de yıllarca herhangi bir belirti ya da hastalık etkisi hissetmeden yaşayabilirsiniz. Ancak bu, durumun size zarar vermediği anlamına gelmez. Yüksek kan basıncı inmenin, kalp krizinin, kalp ve böbrek yetmezliğinin ana nedenidir.

Yüksek tansiyon vücudunuzu nasıl etkiler?
Yüksek kan basıncı kalbinize ve damarlarınıza ekstra iş yükü yükler. Kalbiniz daha fazla atmak ve damarlarınız kanı yüksek bir basınç etkisi altında taşımak zorunda kalır. Eğer yüksek tansiyon durumu uzun süre devam ederse, kalbiniz ve damarlarınız çalışmaları gerektiği kadar çalışamayabilirler. Diğer organlarınız da etkilenebilir. İnme, konjestif kalp yetersizliği, böbrek yetmezliği ve kalp krizi riskleri artar. Yüksek tansiyon; obezite, sigara kullanımı, yüksek kolesterol veya diyabete eşlik ettiğinde kalp krizi ve inme riski defalarca daha fazladır.

Düşük tansiyon nedir?
Belirli limitler içinde, düşük tansiyon daha tehlikesizdir. Çoğu insanda tansiyon düşüklüğü, bayılma hissi ya da bayılma gibi semptomları göstermeden anlaşılmaz. Ancak bazı hastalıklar tansiyonun çok düşük olmasına neden olabilir. Bunlardan bazıları;
  • Nörolojik ya da endokrin bozuklukları
  • Uzun süreli yatak istirahati
  • Şiddetli kanama veya sıvı kaybı nedeniyle kan hacminde düşüş

120/80 mmHg’den düşük tansiyon genellikle normal olarak kabul edilir. Bundan yüksek tansiyon kardiyovasküler riskinizi arttırır. Eğer alışılmadık biçimde bir tansiyon düşüklüğü yaşıyorsanız ciddiye almalısınız.

Riskinizi düşürmek için ne yapabilirsiniz?
Kan basıncı seviyenizi sağlıklı sınırda tutmak için bir takım önlemler alabilirsiniz:
  • Tansiyonunuzu düzenli olarak ölçün.
  • Sağlıklı beslenin.
  • İdeal kilonuzu koruyun.
  • Fiziksel olarak aktif olun.
  • Limitli alkol kullanın.
  • Tütün ürünleri kullanmayın.
  • Şeker hastasıysanız tedavi olun.
Düşük tansiyon endişeye neden olmalı mı?
Yüksek tansiyonun aksine düşük tansiyon; semptom göstermediği sürece hemen endişelenecek bir durum oluşturmamaktadır. Düşük tansiyon tanısı tansiyon düşüklüğü semptomlarının görülmesine bağlıdır. Semptomlar görülene kadar doktorlar bu durumu normal olarak nitelendirirler. Bunun nedeni, bazı kişilerin normal tansiyonun altında tansiyona sahip olmalarına rağmen sağlıklı olmalarıdır.

Ancak, kişinin normalde daha yüksek tansiyona sahip olması ve tansiyonunun aniden düşmesi durumunda semptom eşlik etmese de doktor kontrolüne alınması gereklidir. Bu aşamada tedaviye ihtiyaç olmayabilir. 90/60 mmHg’den düşük tansiyon genellikle düşük tansiyon olarak adlandırılır. Ancak, bu değerlerin hipotansiyon sayılması için bu duruma semptomların eşlik etmesi gereklidir. Düşük tansiyon, yalnızca semptomların eşlik etmesi durumunda dikkate alınmalıdır. Düşük tansiyon çizelgesi, düşük tansiyona eşlik eden çeşitli semptomları gösterir.

Düşük tansiyona ne sebep olur?
Tansiyon düşüklüğünün sebepleri çeşitlidir. Bazı ilaçlar, örneğin ameliyatlarda kullanılan anestezi, tansiyon düşüklüğüne neden olur. Ayrıca ameliyat sırasında ya da bir kaza sonucu kan kaybı da tansiyon düşüklüğüne sebep olan nedenler arasındadır. Bazı yüksek tansiyon tedavileri de yan etki olarak tansiyon düşüklüğüne neden olabilir. Bu sınıfa diüretik ilaçlar da dahildir. Bu tarz ilaçların yanlış kullanımı da kan basıncında tehlikeli düşüşler yaratabilir.

Yüksek büyük (sistolik) tansiyon tedavilerinin özellikle yaşlılarda küçük (diyastolik) tansiyonun aşırı derecede düşmesine neden olduğu bilinmektedir. Bu durum, hastanın hayatını kaybetmesine neden olacak kadar tehlikelidir. Kan basıncını düşüren diğer koşullar ve hastalıklar arasında diyabet, sıvı kaybı ve bayılma sayılabilir. Bazı kadınlarda sıcak havayla birlikte beslenme değişiklikleri de düşük tansiyona yol açabilir.

Evde kan basıncı ölçümü ne kadar önemlidir? “Beyaz Önlük Korkusu” nedir?
Önceki yıllarda birçok kişi doktor muayenehanelerinde yapılan ölçümlerin daha güvenilir olduğuna inanmıştır. Bu nedenle de tansiyon ölçümü yaptırmak için düzenli olarak hastane, klinik veya doktor muayenehanelerini ziyaret etmişlerdir. Ancak bugün teknolojinin de gelişmesiyle birlikte insanlar evde ölçüm yapabilecekleri tansiyon aletlerini satın alabilmektedirler.

Bu gelişme tansiyon ölçümü açısından çok önemlidir. Doktorlar da bu durumu fark etmiş ve desteklemektedirler. Evde tansiyon ölçümü doktorların hipertansiyon hastalığını daha kolay ve etkili sonuçlarla yönetmesini mümkün kılmıştır. Evde ölçüm genel bir problem olan “beyaz önlük korkusu”nu da problem olmaktan çıkarmıştır. Bu durum doktor muayenehanesinde olmaktan dolayı yaşanan gerilim ve korkuyu saf dışı bırakmıştır. Evde ölçümün bir diğer avantajı da doktorlar için teşhisi zor olan sabah hipertansiyonunun teşhisini mümkün kılmasıdır. Ancak bu, özel teknolojili bir tansiyon aleti ile mümkündür.

Koldan ölçen tansiyon aleti mi, bilekten ölçen mi?
Her iki tip tansiyon aleti, güvenilir ve doğru sonuçlar vermektedir. Koldan ölçen tansiyon aleti daha geleneksel ve ev kullanımına uygunken bilekten ölçerler küçük de olmaları sebebiyle kolay taşınabilir ve seyahatler için daha uygundurlar.

SpO2 & Heart rate

The World Health Organization (WHO) and the International Association of Cardiologists emphasize that regular measurement of heart rate is especially recommended for adults over 50 years as a preventive action to aid in early detection of cardiovascular disease or aggravation of the existing disease. A home-use pulse oximeter can serve as valid instruments for the assessment of heart rate in healthy adults.
Which conditions affect the Oxygen Saturation?
Blood disorders, circulatory problems, and lung issues may negatively affect your blood oxygen saturation level, as they may prevent you from adequately absorbing or transporting oxygen. Examples of conditions that can affect your O2 saturation level include:
  • Chronic obstructive pulmonary disease (COPD), including emphysema and chronic bronchitis
  • Asthma
  • Collapsed lung (pneumothorax)
  • Anemia
  • Heart disease (In relate to BPM, ex: PARR function)
  • Pulmonary embolism
  • Congenital heart defects
How to measure Blood Oxygen?
The most common method of measuring oxygen saturation is pulse oximetry. It is an easy, painless, non-invasive method wherein a probe is placed on the fingertip or earlobe to measure the oxygen saturation indirectly.
Why measure SpO2?
Measurement of oxygen saturation is particularly important for patients with health conditions that can reduce the level of oxygen in the blood. These conditions include chronic obstructive pulmonary disease (COPD), asthma, pneumonia, lung cancer, anemia, heart failure, heart attack, and other cardiopulmonary disorders. For adults, the normal range of SpO2 is 95 – 100%. A value lower than 90% is considered low oxygen saturation, which requires external oxygen supplementation.
What happens when oxygen saturation is low?
The most common symptoms of hypoxemia include headache, rapid heart rate, coughing, shortness of breath, wheezing, confusion, and blueness of the skin and mucus membranes (cyanosis). A drop in oxygen saturation below the critical level should be treated with oxygen supplementation. Depending on the severity of the condition, a physician can prescribe supplemental oxygen, which has the most direct effect on the oxygen saturation level. Under clinical use, technical mishaps such as circuit disconnection, airway dislodgement or obstruction, or inadequate oxygen administration were identified sooner and providers could respond before adverse events occurred.
How to improve blood oxygen levels?
Eating a healthy and balanced diet can also help improve blood oxygen saturation. Since iron deficiency is one of the major causes of low oxygen saturation, eating foods that are rich in iron, such as meat, fish, kidney beans, lentils, and cashew nuts, can be helpful.

Diabetes

Diabetes mellitus (DM), commonly known as diabetes, is a group of metabolic disorders characterized by high blood sugar levels over a prolonged period. Symptoms of high blood sugar include frequent urination, increased thirst, and increased hunger. If left untreated, diabetes can cause many complications. Acute complications can include diabetic ketoacidosis, hyperosmolar hyperglycemic state, or death. Serious long-term complications include cardiovascular disease, stroke, chronic kidney disease, foot ulcers, and damage to the eyes.
What is Diabetes?
Diabetes is a disease that occurs when your blood glucose, also called blood sugar, is too high. Blood glucose is your main source of energy and comes from the food you eat. Insulin, a hormone made by the pancreas, helps glucose from food get into your cells to be used for energy. Sometimes your body doesn’t make enough - or any - insulin or doesn’t use insulin well. Glucose then stays in your blood and doesn’t reach your cells.

Over time, having too much glucose in your blood can cause health problems. Although diabetes has no cure, you can take steps to manage your diabetes and stay healthy. Sometimes people call diabetes a touch of sugar or borderline diabetes. These terms suggest that someone doesn’t really have diabetes or has a less serious case, but every case of diabetes is serious.

What are the symptoms of diabetes?
Symptoms of diabetes include:
  • increased thirst and urination
  • increased hunger
  • fatigue
  • blurred vision
  • numbness or tingling in the feet or hands
  • sores that do not heal
  • unexplained weight loss
Symptoms of type 1 diabetes can start quickly, in a matter of weeks. Symptoms of type 2 diabetes often develop slowly - over the course of several years - and can be so mild that you might not even notice them. Many people with type 2 diabetes have no symptoms. Some people do not find out they have the disease until they have diabetes-related health problems, such as blurred vision or heart trouble.

What are the different types of diabetes?
The most common types of diabetes are type 1, type 2, and gestational diabetes.

Type 1 diabetes - If you have type 1 diabetes, your body does not make insulin. Your immune system attacks and destroys the cells in your pancreas that make insulin. Type 1 diabetes is usually diagnosed in children and young adults, although it can appear at any age. People with type 1 diabetes need to take insulin every day to stay alive.

Type 2 diabetes - If you have type 2 diabetes, your body does not make or use insulin well. You can develop type 2 diabetes at any age, even during childhood. However, this type of diabetes occurs most often in middle-aged and older people. Type 2 is the most common type of diabetes.

Gestational diabetes - Gestational diabetes develops in some women when they are pregnant. Most of the time, this type of diabetes goes away after the baby is born. However, if you’ve had gestational diabetes, you have a greater chance of developing type 2 diabetes later in life. Sometimes diabetes diagnosed during pregnancy is actually type 2 diabetes.

Other types of diabetes - Less common types include monogenic diabetes, which is an inherited form of diabetes, and cystic fibrosis-related diabetes.

What causes type 1 diabetes?
Type 1 diabetes occurs when your immune system, the body’s system for fighting infection, attacks and destroys the insulin-producing beta cells of the pancreas. Scientists think type 1 diabetes is caused by genes and environmental factors, such as viruses, that might trigger the disease. Studies such as TrialNet are working to pinpoint causes of type 1 diabetes and possible ways to prevent or slow the disease.

What causes type 2 diabetes?
Type 2 diabetes - the most common form of diabetes - is caused by several factors, including lifestyle factors and genes.

Overweight, obesity, and physical inactivity - You are more likely to develop type 2 diabetes if you are not physically active and are overweight or obese. Extra weight sometimes causes insulin resistance and is common in people with type 2 diabetes. The location of body fat also makes a difference. Extra belly fat is linked to insulin resistance, type 2 diabetes, and heart and blood vessel disease. To see if your weight puts you at risk for type 2 diabetes, check out these Body Mass Index (BMI) charts.

Insulin resistance - Type 2 diabetes usually begins with insulin resistance, a condition in which muscle, liver, and fat cells do not use insulin well. As a result, your body needs more insulin to help glucose enter cells. At first, the pancreas makes more insulin to keep up with the added demand. Over time, the pancreas can’t make enough insulin, and blood glucose levels rise.

Who is more likely to develop type 2 diabetes?
You are more likely to develop type 2 diabetes if you are age 45 or older, have a family history of diabetes, or are overweight. Physical inactivity, race, and certain health problems such as high blood pressure also affect your chance of developing type 2 diabetes. You are also more likely to develop type 2 diabetes if you have prediabetes or had gestational diabetes when you were pregnant. Learn more about risk factors for type 2 diabetes.

What health problems can people with diabetes develop?
Over time, high blood glucose leads to problems such as:
  • heart disease
  • stroke
  • kidney disease
  • eye problems
  • dental disease
  • nerve damage
  • foot problems


Ateş

Ateş, vücudun savunma mekanizmalarından biridir. Bakteriler veya virüsler vücudunuza girip hastalıklara neden olduğunda, vücut savunmaya geçer ve bağışıklık sisteminiz aktive olur. Bu olduğunda, beyindeki merkezi bir sinir, vücutta üretilen ısının mevcut sabit seviyeden yükseltilmesine izin verir. Bu yüksek sıcaklık seviyesi metabolizmayı hızlandırır ve patojenik ajanların artışını önler.
Normal vücut ısısı nedir?
Normal vücut ısısı 37 °C (98,6 °F) civarıdır. Ancak, bu değer herkes için geçerli değildir. Ateş, yaşa bağlı olarak hatta günün saatine bağlı olarak değişebilir. Genellikle sabahları en düşük, öğlen en yüksek ve akşam düşük şeklindedir.

Neden vücut sıcaklığımızı ölçmeliyiz?
Vücut sıcaklığı ölçümü tıbbi olarak çok önemlidir. Bunun sebebi birçok hastalık vücut sıcaklığında ciddi bir değişimle baş göstermektedir. Aynı şekilde, bazı hastalıkların aşamaları vücut sıcaklığı ölçülerek takip edilebildiği gibi doktorun verdiği tedavinin etkinliği de bu şekilde gözlemlenebilir. Ateş hastalığa karşı bir uyarıcı niteliğindedir, vücudun hastalığa karşı yaptığı mücadelenin göstergesidir. Ateş, hastalıklara karşı vücudun gösterdiği patolojik (hastalık kaynaklı) olarak en genel reaksiyondur.

Derecelerin ölçüm sonuçları ne kadar doğrudur?
Temel olarak ayırım, derecenin kendisinin klinik doğruluğu ve ölçüm alınma sırasındaki klinik doğruluğu olarak yapılmalıdır. İlk madde, idealize edilmiş koşullar altında sağlanarak cihazın kalitesini garanti eder ve ilgili teknik standartlara uyar. +/- 0.1°C doğruluk yüksek kaliteli dereceler için en yüksek doğruluk derecesidir. Kullanıcılar teknik doğruluk ile geçerli olan doğruluğu karıştırmamalıdırlar. Burada tanımlanan insan vücut sıcaklığı ölçüm yeri ve zamanına ek olarak fiziksel koşullara bağlıdır, derecelerin yanlış ölçümüne değil.

Ateş ölçümünü nereden yapmalıyım?
Rektal - En güvenilir vücut içi sıcaklığı derecenin makata (rektal ölçüm) sokulmasıyla elde edilir. Bu ölçüm doğrudur ve en az hata paylıdır. Rektal ölçümde normal ateş aralığı yaklaşık olarak: 36.2°C - 37.7°C’dir.

Vajinal - Kadınlarda vajinal ölçüm rektal ölçüme oranla 0.1°C - 0.3°C arası daha düşük sonuç verir.

Kulak - Kulaktan ölçüm yapan dereceler kızılötesi sensör ile kulak zarından ölçüm alırlar. Derecenin ucu basitçe kulak kanalına yerleştirilir ve sonuç 1 saniye içinde elde edilir. Eğer derece klinik olarak onaylı ise ölçüm sonucu güvenilirdir. İyi dizayn edilmiş kulaktan ölçüm yapan dereceler yüksek doğrulukta ölçüm yaparlar. Optimize edilmiş uç yeni doğan ve bebeklerden doğru ölçüm almak için temel şarttır.

Oral - Oral, ağızdan yapılan ölçümlerde ölçüm, yanaktan veya dilaltından alınır. Her iki ölçüm de rektal ölçüme göre yaklaşık olarak 0.3°C - 0.8° C daha düşüktür. Dilaltı ölçümü yanaktan ölçüme göre daha tercih edilir.

Alın - Alından ölçüm, vücut sıcaklığı ölçümünde minimum müdahale ile en rahat ölçüm biçimidir. Derece basitçe hastanın alnına yaklaştırılır ve kızılötesi sensör en yüksek sonucu bulurken, bu sırada diğer sensör de aynı anda ortam derecesi ölçümü yapar. Ortam ve alın ölçümleri arasındaki fark analiz edilir, klinik olarak oluşturulmuş şartlara uygun olarak vücut sıcaklığı bulunarak ekranda gösterilir.

Koltuk altı - Vücut yüzey sıcaklığı ölçümünde koltuk altı (aksiller ölçüm) ve kasık ölçümü de yapılır. Her iki çeşit ölçümde de ortam sıcaklığını almamak için j-kol veya bacak vücuda bastırılır. Ancak bu ölçüm çeşidinin dezavantajı uzun olan ölçüm süresidir. Yetişkinlerde aksiller ölçüm 0.5°C - 1.5°C yüksek sonuç verir. Yenidoğanlarda ise bu ölçümler rektal ölçüm sonuçlarına göre daha düşük sonuç verir.

Ateş ölçümü yaparken nelere dikkat edilmelidir?
Temel olarak, vücut sıcaklığı ölçüm sonucu ölçümün nerede yapıldığıyla doğrudan ilintilidir. Ancak, genel inanışın aksine basit bir normal sıcaklık tanımı yoktur. Ek olarak, normal bir insanın vücut sıcaklığı gün içinde yaptığı aktivitelere ve zamana bağlı olarak değişim gösterir. Rektal ölçümün sabah ve akşam sonucu arasında fizyolojik olarak 0.5°C fark bulunur. Vücut sıcaklığı fiziksel aktivitelerden sonra artar. Kabaca söylemek gerekirse, vücut içi sıcaklığı ile vücut yüzey sıcaklığı arasındaki fark, yüzey sıcaklığının vücut içi sıcaklığı ile ortam sıcaklığının karışımı olmasıdır. Vücut içi sıcaklığı ölçümü, vücudun boşluklarından mukoza dokusunun termometre ile ısı ölçümünü yapmaktır.

Solunum Sistemi Hastalığı

Solunum sistemi hastalıkları, gelişmiş organizmalarda gaz değişimini mümkün kılan organları ve dokuları etkileyen patolojik koşulları kapsayan ve üst solunum yolu, trakea, bronşlar, bronşioller, alveoller, plevra ve plevral boşluk ve solunum kaslarını anlatan tıbbi bir terimdir. Solunum hastalıkları, soğuk algınlığı gibi hafif ve kendi kendini sınırlayan, bakteriyel pnömoni, pulmoner emboli, akut astım ve akciğer kanseri gibi hayatı tehdit eden varlıklara kadar çeşitlilik gösterir.
Solunum sırasında ne olur?
Günde yaklaşık olarak 20.000 kere nefes alıp veririz. Nefes alırken göğüs kafesimiz şişer ve diyafram kasılarak aşağı doğru genişler, bu durum göğüste vakumlamaya neden olur. Vakumlama ile hava alt ve üst solunum yollarına ulaşır. Nefes verirken ise göğüs kafesi ve akciğer eski pozisyonuna döner ve hava solum yolları ile vücuttan dışarı atılır. Solunum, metabolik duruma göre örn: dinlenme, aktivite vs. solunumun merkezi olan beyin tarafından uygun şekilde ayarlanır.

Pulmoner Amfizem nedir?
Pumoner amfizem, akciğerdeki küçük hava keseciklerinin kalıcı olarak gerilmesidir ve bu kesecikleri birbirinden ayıran ince duvarların yırtılması ile karakterizedir. Amfizemin tüm çeşitlerinde solunum sıkıntısı yaşanır.

Astım nedir?
Astım genellikle nefes almada güçlük ve hırıltılı solunum olarak görülür. Kronik bronşitteki gibi, bronşlar iltahaplıdır ve balgam ile tıkanmıştır. Havayolu, polen, ev tozu, stres ve hava kirliliği olarak sayılabilecek gibi birçok tetikleyicilerden biri ile temas ettiğinde daralır.

Bronşit nedir?
Bronşit, bronş tüpleri içindeki zarın iltahaplanmasıdır. Eğer bu durum uzun süreye yayılırsa akut bronşit olarak adlandırılır. Sürekli öksürük, nefes alıp vermede düzensizlik ve balgam tipik belirtileridir.

Solunum bozukluklarından nasıl kaçınabiliriz?
Solunum bozukluklarında, genellikle polenden kaçınmak veya evi tozdan arındırmak gibi alerjik reaksiyon yaratabilecek nedenleri ortadan kaldırarak, hastada rahatlama sağlanabilir. Ayrıca, sigaradan ve sigara içilen ortamlardan uzak durulması şiddetle tavsiye edilir.

Daha fazla keşfetmek için,
bizi ziyaret edin @